NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
الْأَنْبَارِيُّ
حَدَّثَنَا
أَبُو مُعَاوِيَةَ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ أَبِي
سُفْيَانَ
عَنْ جَابِرٍ
قَالَ بَعَثَ
النَّبِيُّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِلَى
أُبَيٍّ
طَبِيبًا
فَقَطَعَ
مِنْهُ
عِرْقًا
Câbir (r.a)'den rivayet
olunmuştur; dedi ki:
Nebi (s.a.v.) Übeyy'e
bir doktor gönderdi. (Doktor tedavi maksadıyla) onun bir damarını kesti.
İzah:
Müslim, selâm; Ahmed b.
Hanbel, III, 315.
Bu hadis-i şerif Hz.
Peyamber'in damar kesmeninde tedavi için bir yol olduğunu tasvib ettiğine
delâlet etmektedir. Müslim'in rivayetinden anlaşılacağı üzere, Hz. Nebi'in
Übeyy'e gönderdiği doktor, Übeyy'in damarım kestikten sonra kanı dindirmek
için kestiği yeri dağîamıştır.
Bu da gösteriyor ki,
doktor tedavi için hastanın durumuna en uygun yol hangisi ise o yolu tercih
eder ve hastasını o yolla tedavi etmeye çalışır. Hadis-i şerifin delâlet ettiği
mana budur.
Nitekim bugünkü
doktorlar da hastayı en hafif yoldan tedavi etmenin yolu ne ise tedavi için o
yolu seçmek gerektiğinde ittifak etmişler. Hastayı daha hafif bir yolla tedavi
etme imkânı varken daha ağır bir yola gitmenin doğru olmayacağını; fakat daha
hafif yollarla tedavi imkânı kalmadığı zaman en ağır tedavi yollarına dahi
başvurulabileceğini söylemişlerdir.[29]